Beşlerin bıraktığı ateş ileri

16.02.2015 12:48

Marks yoldaşı diğer filozoflardan ayıran temel noktalardan biri, "Dünyayı
anlamak yorumlamak değil, aslolan onu değiştirmektir"
demesi ve
pratik yaşama başarıyla uygulamasıdır.

42 yıl önce
İbrahim Kaypakkaya tarafından kurulan Komünist Parti de tam da böyle bir
ihtiyacın ürünüydü. Komünist önder İ. Kaypakkaya ve yanı başındaki yoldaşlarımız
"dünyayı" bulunduğu coğrafyadan değiştirmek için pratiğe geçmiştir. 42
yıllık mücadelede Komünist Parti sayısız kadrosunu ve militanını "bu değiştirme
uğruna şehit vermiştir.

Egemen
sınıfların hiç ara vermeden, bitmez-tükenmez bir güçle devrimci-komünistlere
saldırdığı, tasfiye etmeye çalıştığı bu süreçte saldırıyı püskürtmenin ve
devrimi geliştirmenin yolu ancak Beşler'in kavga ve mücadele ruhuyla davaya
bağlanmaktan, onlar gibi fedakârlıkta sınır tanımamaktan geçiyor.

Sınıf
mücadelesinin ateşten bir gömlek olduğunu kabul ediyorsak, o gömleğe rengini
veren ideolojik sağlamlıktır. Yani davaya kesin bağlılıktır. Beşler bunun
bilincine varmış komünist kadınlardı. Çünkü onlar, düşmanı alaşağı etmenin
sadece silahla olabilecek bir şey olarak görmüyorlardı. Evet, doğrudur; siyasi
iktidar namlunun ucundadır. Bu sorgulanamaz bile! Fakat bu tek başına yeterli
olmaz. Beşler; bize düşmanı nişangâha oturtan göze, tetiğe basan ele komut veren
zihne MLM'nin yön vermesi gerektiğini anlatırlar. Tıpkı Sefagül yoldaşın
"Devrimci olmak, bir nitelik gerektirir. Bu nitelik, dünyayı doğru yorumlama
ve değiştirme eyleminin birliğinde aranmalı
" ifadesinde olduğu gibi; ancak o
zaman iktidar namlunun ucundadır şiarı doğru olacaktır. Hesap soruculuk,
adresine teslim cevaplar, bu şekilde olacaktır.

Beşler'in
amacı; insanlığın kurtuluşu sorunuydu. Bu anlamıyla verilen bir
görevi/sorumluluğu heyecanla, tutkuyla, büyük fedakârlıklarla yerine
getiriyorlardı. Partiye, yoldaşlarına, devrime sarsılmaz bir inançla
bağlıydılar.

Sınıf
düşmanına karşı girdiğimiz muharebe kadar içimizdeki (sınıf) düşmanıyla da
kesintisiz-dur duraksız bir savaşım vermemiz Beşler'le bir kez daha anlamıştık.
Çünkü onların pratiklerine/yaşamlarına baktığımızda hem sınıf düşmanıyla hem iç
düşmanla nasıl bir savaş verdiklerini görürüz: "Sınıf, parti, devrim
bilincimiz ne kadarsa o kadar devrimciyizdir. Nitelikli devrimcilik yapabilmek
için yapılması gereken MLM bilinciyle kuşanarak ve görevlere sıkı sıkı
sarılmaktır
." (Nurşen Aslan) Eğer biz MLM bilimiyle donanmazsak,
görevlerimize coşkuyla-tutkuyla sarılmazsak, içimizdeki düşmanın
gelişmesine-ilerlemesine müsamaha göstermiş oluruz. İç düşmanımız, yeni insana
karşı mücadelesini sürdürerek 'iktidarda' kalmaya devam edecektir. İç düşmanımız
varlığını muhafaza ederek sürdürecektir. Beşler'in pratiğinden/yaşamlarından
dersler almak bizi bu savaşımda güçlü kılacaktır. Hem sınıf düşmanına, hem kendi
içimizdeki düşmana karşı Beşler'in inancı, kararlılığı, coşkusuyla kavgaya
atılmak gerekir.

(Bir
Partizan
)